NEDEN YUKA?
Mevsimi gelir bir ağaç yeşerir.
Zamanı gelir bir fikir yeşerir.
Bazen de bir ağaç ve bir fikir birlikte cana gelir.
YUKA’nın hikayesi üçüncü madde gibi yaşandı.
Sıcak bir yaz günü sıcak bir sohbette bir anlık ağızdan çıkan “Bir ofis mi tutsak?” cümlesindeki ofisin içinde hangi fikirlerimizin vücut bulacağına henüz karar vermemiştik. Ama şirketin adı konulmuştu: YUKA
Yaşadığımız evin balkonunda yıllardır yaşamaya çalışan bir yuka ağacı vardı. Biz onunla 1997 yılında, bu ev ailemize geçtiğinde tanıştık, balkondaydı. O tarihten sonra en az dört farklı aile bu evde yıllar boyunca yaşadı. Öncesinde ve sonrasında ona kim nasıl baktı, baktı mı, bilmiyoruz. 2015 yılında biz yaşamaya başladığımızda fotoğraflarını gösterdiğimiz çiçekçi, “Bu artık canlanmaz” deyince biz de arada bir sulamaktan öteye geçmedik. Bir salon bitkisi olduğunu okuduysak da onu yuvaya almadık. Ancak “niyetlerimizi ekmek” için ekim aylarında onun dibine küçük kağıtlara yazılmış niyetlerimiz gömmeyi de ihmal etmedik.
Sonra bir mucize oldu. Biz, bize dayatılanlardan vazgeçip kendi özgün niteliklerimizle bir yola çıkmaya karar verip bu girişime de onun adını verdiğimizde yuka tekrar yeşermeye başladı.
Yeşermeye başlayan sadece yuka mıydı; yoksa artık “canlanmaz” sanılan bizim özgün, özgüvenli, özsaygılı versiyonumuz mu?
Peki bu kelimenin başka anlamları var mıydı? İçimiz “tamam” demişti ama yine de ismin Japonca’daki anlamının girişimimize nasıl bir etkisi olabileceğini merak ettik. Web sayfalarında dolaştıksa da bulduğumuz anlamlar içimizde bir yere dokunmadı. Yoksa yanlış isim üzerinde miydik?
Artık yaz bitmiş, havalar soğumuş, içeriğinden önce adını verdiğimiz şirketimizin kuruluş heyecanı gittikçe yükselmiştik ki “Nasıl oldu da daha önce düşünemedik?” diyeceğimiz bir gelişme oldu. Bizim, Yuka adında dünya tatlısı bir Japon ile evli bir gönül dostumuz vardı. Gökhan’a hemen sorduk:
“Yuka Japonca’da ne demek?”
“Yuka’nın bin bir türlü kanji yazılışı, dolayısıyla bin bir türlü anlamı var. Eşimin isminin anlamı, ‘yavaş geçen bolluk ve bereket dolu yaz.’”
Bingo!
Hayatımızın en heyecanlı, en yaratıcı, en farkındalıklı yazlarından birinin sonunda, iyi ki doğdun YUKA...