Merhaba sevgili Hatice Teyze dostları,
Huzurlu, keyifli ve sağlıklı bir kozada yaşamak isteyen pek çok dünya insanı gibi benim de Bodrum'u tercih etmemle başlayan HATİCE TEYZE marka serüveni, sekiz yıllık araştırmaları, sayısız denemeleri, en iyiyi yakalama ve sunma hedefini kapsamakta. Geleneksel yöntemleri ve iyi tarım üretimini takip eden bir marka olarak HATİCE TEYZE, bu kısa zaman içinde çok ilgi gördü ve anneme ithaf ettiğim bu isim, sizlerle birlikte büyük bir aile oldu.
HATİCE TEYZE markasını yaratmadan önce, uzun yıllar içeriğini kurguladım: Örneğin, zeytinyağı ve üretimi konusunda pek çok kez, İtalya, İspanya, Yunanistan ve Türkiye genelinde seyahatler yaptım, uzmanlarla birlikte çalıştım, her aşamayı yerinde görüp öğrendim, bilgilerimi daima tazeledim. Bu uzun eğitim-deneyim sürecinin devamında, unuttuğumuz ya da unutmak üzere olduğumuz kendi damak tadımızı, modern donanım ve teknikleri geleneksel yöntemlerle birleştirerek canlandıran, kendi coğrafyamızın karakteristiklerine sahip çıkan HATİCE TEYZE markası doğdu. Yıllar boyunca onun üretim metodolojilerini ve ürünlerini geliştirmeye devam ettim. Ama bu o kadar büyük ve büyülü bir dünya ki, topraklarımız ve bize sunduğu armağanlar her geçen gün biraz daha ilham veriyor. Bodrum bölgesi için de bu geçerli: Denizin toprakla buluşması, o topraklar üzerinde Akdeniz ve Anadolu'dan gelen rüzgarların esmesi buraya özel bir ruh ve ürünlerine de lezzet katıyor. Ayrıca bu bölge, beslenme ritüelimizin temel taşı olan zeytine ve Akdeniz tarımına yakın; bu ulaşılabilirlik de HATİCE TEYZE'yi gerçek ve bize ait olan lezzetlerle kolayca buluşturuyor.
Yıllardır köy köy dolaşan, kekik toplamaya giden, en güzel domatesi bulup, ağaçların henüz ilaçlanmamış meyvelerini, hem lezzetli hem de sağlıklı olan ürünleri tek tek keşfeden biri olarak diyebilirim ki, doğal yaşamın güzelliklerini keşfetmek de, onları bir çatı altında yorumlayabilmek de ayrı keyif. Bu duygular bir üretim prensibine dönüşünce HATİCE TEYZE markasının "doğallık odaklı" yol haritasını görebiliyorsunuz. Çünkü biz, sizlere sunduğumuz ürünleri, katkı maddesi, kimyasal gübre ya da zehir, hormon kullanılmaksızın yetiştirilen meyve, sebze, yemişlerden elde ediyoruz. Örneğin zeytinyağlarımızı, kendi bakımını yaptığımız ilaçsız topraklardaki ağaçlarımızdan soğuk sıkım üretiyoruz. Zeytinyağlarımızı kullandığınızda dilinizde bir miktar acılık, boğazınızda hafif bir yanma meydana gelebilir, bunlar olumlu özelliklerdir, yağın yüksek kalitesini gösterir. İlk zamanlarda soğuk sıkım ile normal sızma yağ arasındaki farkı anlamayabilirsiniz. Bu son derece doğaldır. Zaman içerisinde kullandıkça, bu lezzet farkına hakim olursunuz; hem gün içindeki enerjinizde ve hem cildinizde olumlu farklar algılamaya başlar ve bilinçli olarak size iyi gelen zeytinyağını aramaya başlarsınız. İşte HATİCE TEYZE, yağın değil “zeytinyağının” farkını hissedebileceğiniz ürünler hazırlayan, özel bir adrestir.
Marka ailesi olarak bizim en temel misyonumuz, en naif dileğimiz: Son yıllarda çok talep edilen ve büyük bir hazine niteliği taşıyan yöresel tadlarımıza, ilaçsız, katkısız ve doğal yollarla üretilmiş olarak kavuşmanız ve gelecek neslin de bu sağlıklı ürünlerle tanışabilmesi. Bu sizin "En Doğal Hakkınız". Dolayısıyla HATİCE TEYZE çatısı altında sunulan her ürünün, ev yapımı ve yöresel özellikte olması bizim için en önemli kriter. Reçeller bol meyveli, sabunlar saf zeytinyağlı. Bu düşünce, temiz ve iyi tarımla üretilen fasulye de olsa, domates salçası da olsa, her üründe vazgeçilmez bir prensip; herkesin bu ürünlere ulaşabilmesini sağlamak da..
Unutmamalıyız ki, ne kadar doğal yaşarsak, o kadar kendimize ve varoluş sebebimize yaklaşırız. Ne kadar doğaya ve doğala yaklaşırsak o kadar iyi hissederiz. Bu nedenle bize düşen, doğaya, doğala, toprağa, suya, ağaca, onları seven, onlara bakan el emeğine sıkı sıkı sarılmak. Bu birlikteliği bir zeytin ağacı kadar sonsuza taşımak ve yarattığımız doğal değerlere odaklanmak.
Ailemize hoşgeldiniz,
Işıl Tan